18 Nisan 2014 Cuma

Kentlerimiz Dönüşürken

Çalışmaların değerlendirildiği, önümüzdeki döneme ilişkin önerilerin ve programların ele alınarak irdelendiği genel kurullar sürecini tamamladık. Genel Kurul sonrası oluşturulan yeni Yayın Komitemizle birlikte yeni dönemde Güney Mimarlık yeni heyecanlarla birlikte yayınına devam ediyor.

Geçtiğimiz dönemde Başbakan ve AKP’li belediye başkanlarının Mimarlar Odası’na yönelik saldırgan demeçleri devam etti. Odamız, kentsel gelişmeyi önleyen, yerel yönetimlerin projelerinin zamanında gerçekleşmemesinin sebebi olarak gösterilmeye çalışıldı. Ülkemize daha yaşanılır mekânlar kazandırma çabalarımızın kalkınma ve gelişmeyi engellediği öne sürüldü. Bununla da yetinilmedi, Devlet Denetleme Kurulu’nca hazırlanan raporun öngördüğü düzenlemeler çerçevesinde meslek odalarının etkinliğini azaltacak girişimler ve yasal düzenleme hazırlıkları başlatıldı. Taksim Dayanışması içerisindeki meslektaşlarımıza dava açıldı.  

Odamız, tüm bu girişimlere karşın, kimseden talimat almadan; arsa ve arazi yağmasına, kentsel talana, kent suçlarına karşı mücadelesini; çağdaşlıktan, bilimden, demokrasiden ve halktan yana tavrını, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da hukuk çerçevesinde sürdüreceği doğrultusunda net mesajlar veriyor. Meslektaşlarımızın dayanışma içinde davranmaları ve güçlü tepki göstermelerinin bu tür yaklaşımları boşa çıkaracağına inanıyoruz.  

+ + +

Çok tartışmalı bir yerel seçim sürecini; oldukça karamsar bir havanın egemen olduğu seçim sonrası atmosferini yaşadık, yaşıyoruz. İçinde bulunduğumuz belirsizlik, hukuksuzluk, çatışma, ayrışma ortamında geleceğe doğru yürüyebilmek için sarılacağımız tek sağlam ipin; demokratik, özgürlükçü, çoğulcu bir toplum talebi olduğunu vurgulamak isterim.

Kirli çamaşırların her gün yeni bir sunuşla ortaya çıktığı, nutukların giderek şiddetlendiği bu seçim sürecinde; Mimarlar Odası kentlerimizle ilgili sorunları gündeme getiren, toplumun kentleşme ve mimarlık konularına duyarlı olduğu bir ortamda yerel yönetimlerde demokrasinin, katılımcılığın gelişmesi, kentlerimizin daha yaşanılır hale gelmesi doğrultusundaki görüşlerini bir rapor halinde hazırlayarak siyasi partilere, adaylara ve kamuoyuna iletti. Oldukça kapsamlı hazırlanan bu raporun bu hayhuy içerisinde kamuoyunda ne kadar değerlendirilebildiği tartışılır. Göreve gelenlerin dikkate incelemesini, kentleri için yol haritası belirlerken yararlanacakları bu çalışmanın rehber olmasını diliyorum.

+++

Geçtiğimiz dönem içinde meslektaşlarımızın ve mimarlık bürolarının da etkilendiği krize rağmen ülkemizin ve kentlerimizin küresel sermayenin yarattığı olağanüstü bir rant baskısı altında olduğunu, kentlerimizin yaşam alanlarının sorumsuzca birer birer yapılaşmaya açıldığını gördük. Deprem korkusu altında yaşayan kentlerimizde sağlıklaştırma çalışmaları son derece yavaş bir hızla seyretmekteyken, çöküntü alanları haline getirilmiş tarihî bölgeler lüks konut alanları yaratılmak adına boşaltılmakta, kentlerimizin yıllar boyunca oluşan dokusu sitelerle doldurulmak üzere tıraşlanmaktadır. Yüzyıllardır değişik kültürel katmanların birlikte istiflendiği kent coğrafyaları hoyratça tahrip edilmekte, bunun için ürkütücü bir gayret gösterilmektedir.

Yerel yönetimlerin ve sermaye gruplarının, yoksulların yaşadıkları alanlar üzerinde geliştirdikleri projeler, yoksulluğun daha da şiddetlenmesine yol açan “insansız” projelerdir, insanların yıllardır barındıkları yerlerden ötelenmesi, kentlerin merkezlerinde kalan ve değerlenen yaşam alanlarının sadece değerli bir arsa olarak görülmesi ve üst gelir gurubuna yönelik olarak düzenlenmesi, haklı olarak tepki gösterilmesine neden olmaktadır.

Kentlerimizin sağlıklaştırılması, yaşam kalitesinin artırılması çok kapsamlı katılımcı bir yaklaşımı gerektirmektedir. Şüphesiz, bu tür sosyal programları uygulayacak ciddi bir politik iradeye ve bu iradeye yanıt verecek toplumsal örgütlenmelere, hepsinden önemlisi de yağma kültürünün zihinlerdeki egemenliğinin kırılmasına ihtiyaç vardır.   

Güney Mimarlık dergisinin 15. sayısında (Nisan 2013) yayınlanmıştır.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder