26 Şubat 2013 Salı

Değişen Alışveriş Kültürümüz ve AVM’ler

Fotoğraf Cemal Emden,
Güney Mimarlık dergisindeki
Ertun Hızıroğlu’nun yazısından alınmıştır.
Güney Mimarlık dergisinin yeni bir sayısıyla karşınızdayız. Bu sayıdaki dosyamızda “Ticaret Yapıları / Alışveriş Merkezleri” konusunu irdelemek istedik. Süratle değişen kentlerimizin, bu değişimden en fazla etkilenen eski kent merkezlerinin, tarihî ticaret yapılarının genel ilgimizin dışında kalması, yeni tüketim tapınakları olarak AVM’lerin her kentte yayılması ve bu olgunun davranış kültürümüz üzerindeki etkilerini ele almak, değişik yönleriyle bu konuya mercek tutmak istedik. AVM’lerin kentlerimizde görülmeye başlamasının tarihi bildiğiniz gibi çok eskilere dayanmıyor. Tarihî kervan yollarının uğrak yerleri olmuş kentlerimizdeki hanlar, kapalı çarşılar, bedestenler ve bunların çevresindeki sokaklara saçaklanan ticari yapılanmalar yıllardır kentlerimizdeki canlı yaşamın sahnesi oldular.

Buraların kendilerine özgü bir yapılanması, bir mimarisi, bir davranış ve alışveriş kültürü vardı. Değişim elbette bunları da etkiledi. Bazı kentlerimizdeki eski merkezler turistik alanlar olarak yabancılara yönelik bir sunuş çerçevesinde yeniden oluşturuldu ve bu sayede bir ölçüde hayatiyetlerini koruma fırsatı bulabildiler. Ne yazık ki her yerde böylesi bir değişimin tesellisi ile avunamıyoruz, olumsuza yönelik bir çöküşü, bir köhneleşmeyi, bir terk edilmişliğin hüznünü gözlüyoruz. Yüreğimizi acıtan bir başka olgu da kentlilerin bu değişimi yadırgamaması, eski kent merkezini bir başka kullanıcıya, “ötekine” bırakarak, kendince steril alanlara çekilmesi, açılan her yeni AVM’ye ailecek gidilebilecek yeni bir gezme yeri çıkması heyecanıyla yaklaşılmasıdır. Bu olgu değişim sürecinin sosyal ayrışmayı derinleştiren bir etken olarak da irdelenmesini gerekli kılmaktadır.

Planlamayı yatırımcıyla yerel yönetimin pazarlığı gibi gören bir yaklaşımın egemen olması sonucu neredeyse her yerde pıtrak gibi açılmaya devam eden AVM’ler bir başka sorunu da beraberinde getirmekte, kaynakların ve kent topraklarının yanlış kullanımına yol açmakta, kentlerdeki geleneksel ticaret merkezlerinin sönümlenmesini hızlandırmakta, geri dönüşsüz bir yola girilmesine neden olmaktadır. Bugün AVM’ler konusunda çok farklı tartışmalar sürdürülmektedir. Farklı nesil AVM’lerin oluştuğu, farklı gruplaşmaların AVM’ler bünyesinde yeniden yapılandırıldığı dile getirilirken; bir doyum noktasına ulaşıldığına ilişkin değerlendirmeleri ve bir değişim arayışının sinyallerini de görüyoruz. Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de sürdürülen bu farklı değerlendirmelerin nasıl sonuçlanacağını hep birlikte gözleyeceğiz. Ne yazık ki bu hoyratlıkla kaybeden yine kentlerimiz ve kentliler olmaktadır.

* * *
Bu sayımızda farklı yönleriyle üniversite kurumlarının yapılanmasıyla ilgili yazılara da yer veriyoruz. Yeni Yükseköğretim Yasa Tasarısı’nın mevcut YÖK eliyle hazırlandığını ve değişik kurumlara tartışılmak üzere iletildiği bir ortamda konunun önemini bir kez daha vurgulamak istedik. Yıllardır çok farklı yönleriyle eleştirilen YÖK acaba sadece makyaj yapılarak, kurumun adı değiştirilerek şimdikine benzer bir düzen yaklaşımı içerisinde kalmakla mı yetiniyor? Gerçekleştirilmek istenen değişikler önümüzdeki süreçte üniversitelerimizi nasıl etkileyecek? Basına yansıdığı kadarıyla yazılanlara baktığımızda tartışmanın neredeyse sadece konunun uzmanları tarafından sürdürüldüğünü görüyoruz. Oysa bu konu çok farklı yönleriyle ele alınmayı ve değerlendirmeyi gerekli kılıyor. Dileğimiz ülkemizin geleceğinde söz sahibi olacak insanların yetişeceği üniversitelerin sağlıklı bir yapıya kavuşmasıdır.

Güney Mimarlık dergisinin 11. sayısında (Mart 2013) yayınlanmıştır.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder